Kayıtlar

Ağustos, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vaftiz

  Vaftiz, Tanrı’nın kurtuluş tasarısının ayrılmaz bir parçasıdır. Nuh tufanıyla bağlantısı 1. Petrus 3:18-22 ayetlerinde belirtilmiştir. Nuh ile ailesi geminin içinde güvenli biçimde tanrısız insanları yok eden sular tarafından yeni bir dünyaya ulaştılar. Yargıdan hiçbir zarar görmediler. Günahın yargılanması onların kurtuluşunu güvence altına aldı. Benzer bir biçimde Hristiyanlar da günahın yargısını üstlenen Mesih sayesinde güvendedirler. Kendisinde günah bulunmayan İsa Mesih, günahkar insanın yerine ölmüş ve insanı günahın mahkûmiyetinden kurtarmıştır. Böylece Tanrı ile insan arasında günahtan ötürü oluşan duvar kalkmış, insan Tanrı’ya ulaşabilmiştir; imanlılar artık yeni yaratılışın bir parçası olarak diri Mesih’in egemenlik sürdüğü yeni bir dünyada yaşamaktadırlar. Nuh tufanı, bunun ilk örneğidir ve vaftiz ile bağlantısı yeni bir yaşama geçiştir. Petrus’un uyardığı gibi, vaftiz bedenin kirden arınmasını değil, Mesih’in ölümü ve dirilişini anlatır. Kişinin söz konusu olan yen...

Kutsal Kitap

 Hristiyanlık kutsal bir kitaba dayalı bir inanç sistemidir. Bu kitap büyük harflerle yazılan ve dünya tarihinde özgün ve biricik öneme sahip "KUTSAL KİTAP'tır. O, Tanrı'nın insana yöneltilmiş yegane yazılı Sözü'dür. Bu iddiada olan pek çok kitap olsa da, biz şu nedenlerden dolayı tercihimizi Kutsal Kitap'tan yana yapıyoruz. 1. Dünya tarihinde bilinen ve kaydedilmiş en eski tek tanrılı kayıt Kutsal Kitap'tır: İman atamız İbrahim'le dört bin yıl önce başlayan, putperest insanlığı tekrar tek, hakiki ve yaşayan Tanrı'ya geri döndürme tasarısının en önemli unsuru peygamberler geleneğidir. Tek Tanrı'ya inanan İbrani halkı ve onun tarihi bu peygamberler geleneğini oluşturmuştur. Bu halkın dışında, günümüzden 4000 yıl öncesinde tek Tanrı'ya inanan bir halk mevcut değildi. Bu halkın yaşayan Tanrı'yla ilişkisi sadece kendilerini değil, tanrısal tasarı gereği tüm insanlığı ilgilen dirmekteydi (ve hala ilgilendiriyor). Bu halkın tek Tanrı ilişkisinden ...

Cennetin Krallığı

 Çağların sonunda Mesih görkemle geldiğinde ve Tanrı her şeyde olduğunda, o zaman Yeşaya peygamber tarafından önceden bildirilen ve Vahiy kitabında anlatılan yeni gök ve yeni yer gelecektir (Yeşeya 65.17–66.24) . Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim'in gökten, Tanrı'nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.” VAHİY 21:1‭-‬4  Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi. Sonra, “Yaz!” diye ekledi, “Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.” Bana, “Tamam!” dedi, “...

Cennet ve Cehennem

 Cennetin Krallığı zaten ruhsal hayatı yaşayanların ortasındadır. Manevi kişinin Kutsal Ruh'ta, Mesih'te ve Kilise'de bildikleri, çağların sonunda tüm insanların göreceği güç ve görkemle birlikte gelecektir. Mesih'in son gelişi tüm insanların yargısı olacaktır. Onun varlığı yargıyı oluşturacak. Artık insanlar hayatlarında Mesih'in sevgisi olmadan yaşayabilirler. Sanki Tanrı yokmuş, Mesih yokmuş, Ruh yokmuş, Kilise yokmuş, ruhsal yaşam yokmuş gibi var olabilirler. Çağların sonunda bu artık mümkün olmayacaktır. Tüm insanlar, “biz insanlar ve kurtuluşumuz için gökten inen ve enkarne olan” O'nun Yüzünü görmek zorunda kalacaklar. . . Pontius Pilatus döneminde çarmıha gerildi, acı çekti ve gömüldü. . .” (Nicene Creed). Herkesin günahları yüzünden çarmıha gerdikleri Kişiye bakması gerekecek: “Diri Olan Ben'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir." (VAHİY 1:18). Rabbi sevenler için O'nun Varlığı s...

Sıkıntılar..

  Sıkıntılar.. Havaya uçuşan kıvılcımlar gibi Sıkıntı çekmek için doğar insan.  EYÜP 5:7.  Gerçekten bu ayette yazdığı gibi sorunlar yaşarız, belki de sıkıntı yaşamadığımız zamanlar yoktur bile. Mezmurlar 3'e baktığımız da; başlangıçta Davut bazılarının kendi ile alay ettiğini söylüyor. "Tanrı seni kurtarmayacak. Tanrı katında senin için kurtuluş yoktur." Ama sonunda Davut zaferli bir şekilde "Kurtuluş Rabdedir" diyor.  Kalkanamız olan Rab: Tanrı Davut'un kalkanı olmaktan daha fazlasıydı. Davut'u daha yüksek bir yere koyan, başını kaldıran ve onur veren O'ydu. Davut'un durumda görkemli yada baş kaldırıcı hiç birşey yoktu, aksine utanç ve çaresizlik vardı ama Tanrısında onur, güç ve görkem vardı. Utançtan sonra şerefte, hastalıktan sonra sağlıkta, kederden sonra sevinçte, düşüşten sonra iyileşmede, geçici yenilgiden sonra zaferde yükselme vardır; tüm bu açılardan başımızı kaldıran Rab'dir. (Spurgeon C.)  Kurtuluş Rabbe aittir:  Rab'bin,...

Ortodoksluk Hakkında Soru Cevap

 “Ortodoks Kilisesi” nedir?  Doğu Ortodoks Kilisesi'ne Ortodoks Kilisesi de denir. 20.000'den fazla Protestan mezhebini ve mezhebe bağlı olmayan grupları birleştirmediğiniz sürece, Roma Katolik Kilisesi'nden sonra dünyanın en büyük ikinci Hristiyan grubudur. Dünya çapındaki Ortodoks Hristiyanların sayısına ilişkin tahminler 250 milyon ile 350 milyon arasında değişmektedir. Amerikalı üye sayısı tahminen bir milyonun üzerindedir ve Ortodoks Kilisesi, Amerika'daki en hızlı büyüyen Hristiyanların kiliselerinden biridir ve giderek artan sayıda Evanjelik ve diğer Hristiyanların inanç geleneklerinden din değiştirenleri çekmektedir.  Kutsal Yükseliş Ortodoks Kilisesi, Kuzey Amerika'nın Antakya Ortodoks Hıristiyan Başpiskoposluğu'na bağlı yerel bir cemaattir. Kuzey Amerika Antakya Başpiskoposluğu şu anda New York City bölgesindeki Başpiskoposumuzla birlikte ABD ve Kanada'da 300'den fazla cemaatten oluşmaktadır. Antik Hıristiyanlığın beş tarihi merkezinden biri ol...

Ben Bir Hristiyanım!

  ‘Ben bir Hristiyanım” dediğim zaman “tertemiz bir hayat yaşıyorum” diye bağırmıyorum, ‘Kayıptım, ama bulundum ve affedildim’ diye fısıldıyorum. ‘Ben bir Hristiyanım’ dediğim zaman bunu kibirli olduğumdan söylemiyorum, tökezlediğimi ve İsa Mesih’in rehberliğine ihtiyaç duyduğumu ikrar ediyorum. ‘Ben bir Hristiyanım’ dediğim zaman güçlü olmaya çalışmıyorum, zayıf olduğumu ve devam edebilmem için O’nun guçune muhtaç olduğumu söylüyorum. ‘Ben bir hristiyanım” dediğim zaman başarılarımla övünmüryorum, başaramadığımı ve yaptığım pisliği temizlemesi için Tanrı’nın yardımına ihtiyaç duyduğumu kabul ediyorum. ‘Ben bir Hristiyanım” dediğim zaman mükemmel olduğumu iddia etmiyorum, kusurlarım herkesin gözü önündedir, ama Tanrı beni hala değerli biri olarak görüyor. ‘Ben bir Hristiyanım” dediğim zaman hala acılarımı ve ağrılarımı hissediyorum hayatımda hala sorunlar ve zorluklar oluyor, bu yuzden Rabbin adına seslenmeye devam edebiliyorum. ‘Ben bir Hristiyanım’ dediğim zaman sizden daha daha ...

15 Ağustos: Tanrı-Doğuran Bakire Meryem’in uyuması

 Pek kutsal hanımefendimiz, Tanrı-doğuran ve ebediyen bakire Meryem’in uyumasının (ebediyete geçmesi, Grekçe’de “kimisis”) bayramı her yıl 15 Ağustosta kutlanır. Bu bayram aracılığıyla Rabbimiz Mesih’in annesinin ölümü anılır ve ayrıca onun bedeninin göğe kaldırılması kutlanır. Kutsal Yazılara göre, Rabbimiz çarmıh üzerinde son nefesini verirken annesini ve öğrencisi Yuhanna’yı gördü. Bakire Meryem’e “Kadın, işte oğlun!”, Yuhanna’ya da “İşte annen!” dedi (Yuhanna 19:25-27). O andan itibaren elçi Yuhanna, Tanrı-doğuran’ı kendi evine aldı. Elçilerin İşleri 2:14’deki Kutsal Kitap referansı da Bakire Meryem’in Pentekost günü (Yahudilerin hasat bayramı) elçilerle bir arada olduğunu onaylamaktadır. Kilise geleneğine göre, Meryem Yeruşalim’de elçi Yuhanna’nın evinde yaşamış ve gerek söz gerek eylemde tanıklık görevini sürdürmüştür. Dünyanın dört bir yanında Müjde’yi duyuran elçiler ölümü anında Tanrı-doğuran’ı görebilmek için Yeruşalim’e dönmüşlerdir. Elçi Tomas dışındaki tüm elçiler, Pav...

Hristiyanlık Ve Kültür

 Kültür, bir halkın kendisine ait olan maddi ve manevi bütün ilgi ve faaliyet alanlarını içine alır. Halkın kendine özgü yaşantısını dile getiren bir olgudur. Din, toplumların oluşumunun en önemli temel taşlarından biri olduğuna göre kültürü etkilemesi ve ondan etkilenmesi kaçınılmazdır. Bunu özellikle toplumun yeni bir din edinmesi sürecinde çok iyi gözlemleyebiliriz. Yeni din eski kültüre nüfuz etmeye başladığında, her şeyi bir anda değiştiremez. Ama halkın kabul ettiği yeni inançlar zamanla toplumsal yaşamın her alanını etkilemeye başlar. Bu etkileme tek yönlü, yani sadece dinin kültürü etkilemesi şeklinde olmaz; kültür de inançları ve onların uygulanma şartlarını belirler. Hristiyanlığın ülkeden ülkeye birtakım değişiklikler arz etmesinin nedeni budur. Din ve kültürün bu ayrılmaz bileşiminden bütün kültür öğeleri, dil, sanat, bilim, felsefe ve teknoloji etkilenir. Modern dünyada birtakım insanların bireysel veya toplu olarak dini reddetmeleri, onların dinin biçimlediği kültürel...

HRİSTİYANLIĞA GENEL BİR BAKIŞ

Hristiyanlık tek tanrılı bir dindir. Musevi inancının, İsa Mesih tarafından tamamlanışı olduğundan, peygamberlerini ve kutsal yazılarını kabul eder. Kutsal Kitap Tanrı'nın esinlenmiş sözüdür. Eski Antlaşma ve Yeni Antlaşma'dan oluşur. Kutsal Kitap bize Allah'ın mukaddes olduğunu bildirir. Allah kendisinin olduğu gibi insanların da iyi ve doğru olmalarını ister. Allah'ın bu arzusu çağlar boyu değişik biçimlerde dile getirildikten sonra, Hristiyanlığa göre Allah'ın Kelamı (Sözü), Bakire Meryem'den doğarak İsa Mesih'te bedenleşmiştir. İsa Mesih, Tanrı'nın özünü taşıdığı için "Tanrı'nın Oğlu" olarak adlandırılır. Mükemmel insan ve mükemmel Tanrı olan İsa Mesih'in şahsı, Hristiyanlık açısından en büyük ve mükemmel vahiydir. O bir peygamberden ötedir, bedenleşmiş Kelam'dır. Diğer dinlerin aksine, Hristiyanlık İsa'nın ne dediği değil, kim olduğu gerçeği üzerine kurulur. O'nun kurtarıcı oluşu bu çok özel ilahi doğasından kaynaklanır...

KUTSAL RUH'UN ETKİNLİĞİ

 Kutsal Ruh Mesih'in İşini Tamamlar Rab İsa dirildikten sonra kırk gün boyunca değişik vesilelerle takipçilerine görünüp son talimatlarını ve öğretilerini verdi. Mesih'in takipçileri ve tanıkları olma konusunda hepsi de hayal kırıklığına uğramışlardı; kendilerine güvenlerini yitirmiş, korkuyor ve saklanıyorlardı. Onların bu zayıflıklarını iyi bilen Rab, Incil'i tüm dünyaya yayma işinin sadece insan çabasıyla olamayacağını, ancak tanrısal bir gücün içlerine girmesiyle mümkün olduğunu onlara öğretti. Kesin bir dille, vaat edilen KUTSAL RUH'u alana kadar Yeruşalim'den ayrılmayıp beklemelerini emretti. Ancak Kutsal Ruh onlara geldiğinde güçle kuşanacaklar ve dünyanın en uzak köşesine dek O'nun tanıkları olabileceklerdi (Elçilerin İşleri 1:3-8). Mesih'in göğe yükselişinden sonra, dünyada Kutsal Ruh'un dönemi başlamıştır diyebiliriz. Mesih'in ikinci gelişine dünyayı hazırlama işini, Kutsal Üçlüğün üçüncü şahsı olan Kutsal Ruh üstlenmiştir. Özellikle imanlı...