Kayıtlar

Pentekost Bayramı: Kutsal Ruh’un İnişi ve Yeni Yaşamın Doğuşu

Resim
Pentekost Bayramı 8 Haziran Pazar(yarın) günüdür.   Pentekost, Yunanca “elli” anlamına gelir ve İsa Mesih’in dirilişinden elli gün sonra kutlanan önemli bir gündür. Bu gün, havarilerin üzerinde Kutsal Ruh’un indiği, böylece iman topluluğunun ruhani anlamda doğduğu gündür. Pentekost, imanlılar için sadece tarihsel bir an değil; Tanrı’nın insanlarla kurduğu yeni, güçlü ve canlı bir bağın başlangıcıdır. Pentekost, insanlığın Rab İsa’nın yaşam veren ruhuyla dolup taştığı, korkuların cesarete, kararsızlıkların kesin inanca dönüştüğü kutsal bir andır. Elçilerin İşleri’nde şöyle anlatılır: “Ve günlerden ellincisi geldiğinde, hepsi bir arada bulunuyordu. Birdenbire gökten güçlü bir esinti gibi bir ses geldi ve oturdukları bütün evi doldurdu. Ve hepsi Kutsal Ruh ile doldu, Kutsal Ruh’un kendilerine vermiş olduğu dil ile konuşmaya başladılar.” (Elçilerin İşleri 2:1-4) Tarihsel ve Kültürel Bağlam Pentekost bayramı, kökeni itibarıyla Yahudi Şavuot bayramıyla bağlantılıdır. Şavuot, İsrail ...

DALLARIN ALTINDAKİ KRAL – DALLAR PAZARI’NIN RUHSAL DERİNLİĞİ

Resim
  Sessiz bir bahar sabahı… Yeruşalim’in dar sokakları, çığlıklarla değil, umutla yankılanıyor. “ Hozana! Hozana Davudoğlu’na! ” Halk ellerinde hurma dallarıyla bir adamın gelişini kutluyor. Üzerine binmiş olduğu genç bir eşek… Ne altın bir taht, ne zırhlı askerler. Ama gelen bir kral. Göksel bir kral. Bu günün adı Dallar Pazarı . Hristiyan takvimine göre Paskalya’dan bir hafta önce kutlanan bu gün, Mesih İsa’nın Yeruşalim’e alçakgönüllü bir şekilde girdiği günü anımsatır. Sadece bir tarihi olay değildir bu. Her yıl, kalbimize yöneltilen bir çağrıdır: İsa geliyor… Ama biz O’nu nasıl karşılıyoruz? DAL NEDİR, KRAL KİMDİR? Hurma dalları, o dönemde zaferin ve kurtuluşun simgesiydi. Halk, İsa’yı bir kurtarıcı olarak selamlıyordu; ama onların beklediği kurtuluş, Romalıların boyunduruğundan çıkmaktı. Tanrı’nın sunduğuysa çok daha derindi: Günahın zincirlerinden özgürlük. Ruhun esaretten kurtuluşu. Yeruşalim’e girişte eşeğe binmiş bir kral… Bu, Yeşaya’nın ve Zekeriya’nın peygamberliklerinin...

Teslis: Hristiyan İnancının Temel Taşı

Resim
  Teslis (Üçlü Birlik) doktrini, Hristiyan inancının en temel öğretilerinden biridir. Hristiyanlar, Tanrı’nın Baba, Oğul ve Kutsal Ruh olarak tek bir özde, üç kişilikte var olduğuna inanırlar. Ancak bu kavram, insan aklıyla kavranması zor olduğu için tarihte birçok kez yanlış anlaşılmış ve tartışmalara konu olmuştur. Bu makalede, Teslis’in Kutsal Kitap’taki temellerini, tarihsel gelişimini, teolojik önemini ve sıkça karşılaşılan yanlış anlamaları ele alacağız. 1. Teslis Doktrini Nedir? Hristiyan teolojisinde Teslis, Tanrı’nın tek bir özde üç kişilikte var olmasıdır. Bu üç kişilik şunlardır: • Baba (Tanrı’nın yaratıcı ve hükmeden yönü) • Oğul (İsa Mesih) (Tanrı’nın beden almış ve insanlığa kurtuluş getirmiş yönü) • Kutsal Ruh (Tanrı’nın dünyadaki etkin gücü, imanlılara rehberlik eden ve kutsallaştıran yönü) Önemli bir nokta şudur : Hristiyanlar üç ayrı Tanrı’ya inanmazlar. Tanrı birdir, ancak O’nda üç farklı kişi vardır. Bu kavramın bir benzetmeyle anlatılması gerekirse...

Kül Çarşambası Nedir?

Resim
  Anlamı ve Kökenleri Kül Çarşambası, Hristiyanlıkta önemli bir litürjik gün olup, Paskalya’dan önceki 40 günlük Oruç Dönemi’nin (Lent) başlangıcını işaret eder. Özellikle Katolikler, Ortodokslar, Anglikanlar ve bazı Protestan mezhepleri tarafından kutlanır. Bu günde, rahip veya papaz tarafından ibadet eden kişilerin alınlarına haç şeklinde kül sürülür ve genellikle şu sözler söylenir: “Topraktın ve toprağa döneceksin” (Yaratılış 3:19) veya “Tövbe edin ve Müjde’ye inanın” (Markos 1:15) Kül Çarşambası’nın Kökeni Kül Çarşambası’nın kökeni erken Hristiyanlık dönemine kadar uzanır. Eski Ahit’te (Tevrat) kül, tövbe ve alçakgönüllülüğün bir sembolü olarak kullanılmıştır: • Eyüp, Tanrı’nın önünde tövbe ederken “toprak ve külde eriyorum” demiştir (Eyüp 42:6). • Daniel Peygamber, halkının günahlarını Tanrı’ya sunarken oruç tutup çul kuşanmış ve kül içinde oturmuştur (Daniel 9:3). • Ninova halkı, Yunus Peygamber’in çağrısına uyarak çula sarınıp külde oturarak tövbe etmiştir (Yunu...

LENT ORUCU: TARİHÇESİ, ANLAMI VE GÜNÜMÜZDEKİ YERİ

Resim
  LENT ORUCU NEDİR? Lent orucu, Hristiyan dünyasında Paskalya’dan önceki 40 günlük oruç ve tövbe dönemine verilen isimdir. “Lent” kelimesi, Eski İngilizce’de “bahar” anlamına gelen lencten kelimesinden türemiştir. Doğa nasıl baharda yenileniyorsa, Lent de ruhsal bir yenilenme fırsatı sunar. TARİHÇESİ VE TEOLOJİK TEMELLERİ Lent’in kökenleri, erken Hristiyanlık dönemine kadar uzanır. İlk yüzyıllarda Lent, vaftiz adayları için bir hazırlık süreci olarak görülürdü. 4. yüzyılda İznik Konsili ile birlikte Lent’in 40 gün olarak belirlenmesi resmiyet kazanmıştır. Bu 40 gün, İsa Mesih’in çölde 40 gün boyunca oruç tutmasını (Matta 4:1-2) ve Eski Ahit’te Musa ile İlyas’ın da 40 gün boyunca oruç tutmasını hatırlatır. Lent’in teolojik temelleri şu başlıklarda özetlenebilir: • Tövbe : Günahların farkına varma ve Tanrı’ya dönme zamanıdır. • Oruç ve Öz Disiplin : Yemekten, belirli alışkanlıklardan veya dünyevi zevklerden feragat etmek ruhsal arınmayı sağlar. • Dua : Tanrı ile derinleşm...

Tanrı’nın Sessizliğinde Umut Bulmak. Zor zamanlarda Tanrı’nın sessizliğiyle nasıl başa çıkılır?

Resim
Hayatın karmaşası içinde, dualarımızı Tanrı’ya yönlendirdiğimizde bazen beklediğimiz gibi açık ve net bir cevap almayız. Bu sessizlik, özellikle zorlukların ortasında olduğumuzda, kendimizi yalnız ve terkedilmiş hissetmemize neden olabilir. Ancak Hristiyanlık inancında Tanrı’nın sessizliği bile derin bir anlam taşır ve bu sessizlikte umut bulmak mümkündür. Tanrı’nın Sessizliği: Yalnızlık mı, Hazırlık mı? Tanrı’nın sessizliği, ilk bakışta yalnızlık gibi gelebilir. Ancak Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın sessizliğinin, genellikle büyük bir hazırlık döneminin habercisi olduğunu görürüz. Musa, Tanrı’nın çağrısını almadan önce çölde uzun yıllar beklemiştir. İbrahim, Tanrı’nın vaatlerini görmeden önce uzun süre sessizlik içinde yaşamıştır. Eyüp, acılar içinde Tanrı’ya seslendiğinde bile, Tanrı uzun süre sessiz kalmış ama sonunda onu hem maddi hem de manevi olarak bereketlemiştir. Tanrı’nın sessizliği, aslında O’nun bizi hazırladığı bir süreç olabilir. Bu süreçte karakterimiz, imanımız ve sabrımız ol...

Tanrı’yı Kim Yarattı?

Resim
Sonsuz Varlık Üzerine Derin Bir İnceleme  İnsan zihni doğal olarak sebep-sonuç ilişkileri kurmaya yatkındır. Çevremizdeki her şeyin bir nedeni vardır; bir şeyin var olabilmesi için bir şey tarafından yapılması gerekir. Ancak bu düşünce biçimi, Tanrı’nın doğasını anlamaya çalışırken yetersiz kalır. Çünkü “Tanrı’yı kim yarattı?” sorusu, belirli bir yanlış varsayıma dayanır: Tanrı’nın da yaratılmış bir varlık olduğu. Bu makalede, Tanrı’nın ezelî ve ebedî doğası, felsefi ve bilimsel argümanlar, Kutsal Kitap’taki açıklamalar ve insan aklının sınırlılıkları üzerinde derinlemesine duracağız. 1. Sebep-Sonuç Zinciri ve İlk Neden Meselesi Felsefede kozmolojik argüman, yani evrenin var olmasını açıklayan en temel nedenin ne olduğu sorusu önemlidir. Ünlü Hristiyan filozof Thomas Aquinas, bu konuda “İlk Neden” (First Cause) argümanını öne sürmüştür: 1. Evren içinde gördüğümüz her şey bir nedene bağlıdır. 2. Nedensellik zinciri sonsuza kadar geri gidemez. 3. O hâlde, her şeyin var ol...