DALLARIN ALTINDAKİ KRAL – DALLAR PAZARI’NIN RUHSAL DERİNLİĞİ
Sessiz bir bahar sabahı… Yeruşalim’in dar sokakları, çığlıklarla değil, umutla yankılanıyor. “Hozana! Hozana Davudoğlu’na!” Halk ellerinde hurma dallarıyla bir adamın gelişini kutluyor. Üzerine binmiş olduğu genç bir eşek… Ne altın bir taht, ne zırhlı askerler. Ama gelen bir kral. Göksel bir kral.
Bu günün adı Dallar Pazarı. Hristiyan takvimine göre Paskalya’dan bir hafta önce kutlanan bu gün, Mesih İsa’nın Yeruşalim’e alçakgönüllü bir şekilde girdiği günü anımsatır. Sadece bir tarihi olay değildir bu. Her yıl, kalbimize yöneltilen bir çağrıdır: İsa geliyor… Ama biz O’nu nasıl karşılıyoruz?
DAL NEDİR, KRAL KİMDİR?
Hurma dalları, o dönemde zaferin ve kurtuluşun simgesiydi. Halk, İsa’yı bir kurtarıcı olarak selamlıyordu; ama onların beklediği kurtuluş, Romalıların boyunduruğundan çıkmaktı. Tanrı’nın sunduğuysa çok daha derindi: Günahın zincirlerinden özgürlük. Ruhun esaretten kurtuluşu.
Yeruşalim’e girişte eşeğe binmiş bir kral… Bu, Yeşaya’nın ve Zekeriya’nın peygamberliklerinin gerçekleşmesiydi. “Bak, kralın sana geliyor; alçakgönüllü, bir eşeğe binmiş olarak…” (Zekeriya 9:9).
Ama halkın gözleri başka bir zafer arıyordu. Onların “Hozana!” deyişi, bir anlamda şunu söylüyordu: “Bizi kurtar!” Evet, doğru dua… Ama hangi kurtuluşu arıyoruz?
BUGÜN OLSA, YİNE DALLARI SERER MİYDİK?
İsa bugün bizim şehirlerimize gelse… apartmanlarımıza, kalabalık sokaklarımıza, belki yorgun kalplerimize… Biz O’nu nasıl karşılardık? Dallarımız var mı hâlâ elimizde? Yoksa ellerimizde başka şeyler mi taşıyoruz?
Dallar Pazarı, her yıl bize şunu hatırlatır: Kurtarıcı geliyor. Ama O’nun krallığı, bu dünyanın krallıklarına benzemez. Onun gücü, alçakgönüllülüğünde saklıdır. Onun zaferi, çarmıhta kazanılmıştır. Ve O hâlâ yollarda… Kalbimizin kapısını çalıyor.
HOZANA: BİR DUA, BİR İTİRAF
“Hozana!” – bu sadece bir kutlama değil, bir dua. “Kurtar bizi, ey Rab!” diyen bir çığlık. Bu çağrıyı yapan yürekler, kendini güçlü görmeyen, ihtiyaçta olan yüreklerdir. Bugün biz de bu çağrıyı yineleyebiliriz:
kalbimize “Rab İsa, kalbimize gel. Gururumuzu, korkularımızı, çaresizliklerimizi senin önüne seriyoruz. Senin gelişinle umut doluyoruz. Ey Göksel Kral, yüreğimizde taht kur!” Rab İsa, kalbimize gel. Gururumuzu, korkularımızı, çaresizliklerimizi senin önüne seriyoruz. Senin gelişinle umut doluyoruz. Ey Göksel Kral, yüreğimizde taht kur!”
gel. Gururumuzu, korkularımızı, çaresizliklerimizi senin önüne seriyoruz. Senin gelişinle umut doluyoruz. Ey Göksel Kral, yüreğimizde taht kur!”
Çok yararlı bir makale teşekkürler
YanıtlaSil